Türkiye’de şirketlerimizin önemli ölçüde finansman ihtiyacı var.

Bugünlerde uygulanan alışılagelmişin dışında para politikası nedeniyle bu ihtiyacı karşılayabilmek giderek zorlaştı. Reel sektörün krediye erişimindeki sıkıntıları her gün gazetelerde okuyoruz. Diğer yandan son yıllarda ekonomimizin büyümesine en büyük katkıyı yapan ihracatçılarımız, hem uluslararası piyasalarda pandemi sonrası gözlenen resesyon hem enerji fiyatlarındaki yükselişin iyice tetiklediği enflasyon nedeniyle zorluk yaşıyor.

Bütün bu zorlukları aşmak kolay değil. Ancak doğru bir finans yönetimi ile şirketlerimizin öngörülemeyeni yönetme kabiliyeti kazanacağına inanıyorum. Krediye erişimde, kredibilitesi yüksek şirketlerin daha rahat olduğunu ya da nakit akışını iyi yönetenlerin maliyetlerin getirdiği yükü daha rahat sırtladığını görebiliyorum.

Finansal okur yazarlık geliştikçe işinizin sürdürülebilirliğine olan katkınız da artıyor.

Alacak sigortasını kullanan, ihracatta faktoringden yararlanan, destek teşvik ve hibeleri takip eden şirketlerimiz, bunları yapmayanlardan çok daha ilerideler.

Finansman demek maliyet demek. Hiçbir ürün ya da hizmet bedelsiz değil ancak bu bedeller de yönetilebilir. Kullanacağınız her kredide ya da her finansal üründe fayda zarar analizi yapmanız önemli. Neyi nerede kullanacağınızı bilip işinizin gereklerine uygun finansal ürün ve hizmetleri seçtiğinizde maliyetleri de önemli ölçüde yönetmiş oluyorsunuz.

Her şirket kendi işine bakmak ister. Örneğin bir sanayicinin piyasaları takip etmesi bir zorunluluk olmamalıdır. Ancak içinde bulunduğumuz konjonktür ne yazık ki bunu gerekli kılıyor. Ekonomiyi ve piyasaları yakından takip edenlerin daha doğru karar alıp daha kârlı iş yapabildikleri ortada.

Ayrıca şirketlerimizde sadece patronların ya da finanstan sorumlu yöneticilerin değil her kademede çalışanların finansal okur yazarlığının gelişmesi gerektiği inancındayım. Ancak bu sayede işlerimizi koruyup geliştirebilir, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayabiliriz.

İdeal Şirket Yolculuğu

İdeal Şirket Yolculuğu şirketlerimizin tam da ihtiyacı olan konuları ele alıyor.

Yeşil ekonomiden yapay zekaya yeni kavramları sorguluyor, açıklıyor, anlatıyor, zaten aşina olduklarımızı daha iyi kavramamız için güncele ve gerçeğe yaklaştırıyor.

Değişimin çok konuşulduğu şu günlerde, ‘değişim edebiyatı’ yapmadan, şirketlerimiz için değişim stratejisine giden yolun taşlarını döşüyor.