Girişimcilik son 10 yılda start up’ların yükselişiyle hem müthiş bir hız hem de yepyeni bir çehre kazandı. Ortaya çıkan “ekosistem” gelecek dönemin iş dünyasına işaret ediyor.

Şirketlerden bahsedildiğinde, yeni neslin aklına otomobil ya da beyaz eşya üreticileri, birden fazla alanda faaliyet gösteren büyük holdingler gelmiyor. Onlar Facebook’u Google’ı Amazon’u, Getir’i ya da Trendyol’u konuşuyor. Girişimcilik son 10 yılda start up’ların yükselişiyle hem müthiş bir hız hem de yepyeni bir çehre kazandı. Ortaya çıkan “ekosistem” gelecek dönemin iş dünyasına işaret ediyor.

Yakın zaman önce Hindistan’ın en genç eyaletlerinden Telangana’da, Haydarabad kentinde yer alan T-Hub’ı ziyaret etme imkanı buldum. Burası bir kamu kurumu değil, bir STK ya da şirket de değil. Bünyesinde binlerce start-up’ı barındıran, bu start up’ların büyümesine, gelişmesine, iş yapmasına yardım eden bir merkez. Kendilerini “yenilikçilik kampüsü” olarak konumluyorlar.

Start up’ların daha hızlı büyümesine ve değer yaratmasına destek olan bu merkez, aynı zamanda geleneksel şirketlerin yenilikçilik kültürünü geliştirmesine de yardım ediyor.
5 bin 585 metrekarelik devasa kurulu alanıyla 2022 itibarıyla dünyanın en büyük girişimcilik merkezi konumunda olan T-Hub, Hindistan’da 35’den fazla üniversite, 20’den fazla girişim sermayesi ve melek yatırımcı, 40 kamu kuruluşu, 100’den fazla mentor ile birlikte çalışıyor.

T-Hub’da günde ortalama 700 start up filizleniyor. Bu start up’lar hızla, sadece Hindistan’dan değil dünyanın her yerinden şirketlere ve tüketicilere çözüm üreten şirketler haline geliyor

Türkiye’de de, T-Hub ölçeğinde olmasa da, start-up ekosisteminin gelişimine katkı sağlayan irili ufaklı merkezlerimiz, programlarımız var. Örneğin TÜSİAD’ın son 5 yıldır sürdürdüğü Sanayi-Teknoloji Entegrasyon Programı (Sanayide Dijital Dönüşüm) bunlardan biri. TÜSİAD bu programla kurumları ve teknoloji strat up’larını bir araya getiriyor. Program kapsamında 2100 teknoloji tedarikçisi bugüne kadar 450’den fazla ürün ve hizmet geliştirdi. Sadece son 2 yılda dijital dönüşüm ihtiyacı olan şirketlerden 73 çağrı alan programda start-up’lar bu ihtiyaçlara 1000’den fazla çözüm üretti.

Türkiye’de girişimcilik ekosistemimizin de müthiş bir gelişim içerisinde olduğunu görüyorum. Yıllar itibarıyla yakalanan büyümenin ivmesinin de çok daha artacağını düşünüyorum.

Uzun yıllardır geleneksel iş modelleriyle varlığını sürdüren şirketlerimizin mutlaka bu ekosistemin bir parçası olması, kurumsal girişimcilik fırsatlarını değerlendirmesi gerekiyor.

Diğer yandan özellikle gençlerin girişimciliği öğrenmeleri, oyunu kuralına göre oynayabilmek için fikirden sermayeye, yönetimden teknolojiye gerekli donanımları edinmeleri büyük önem taşıyor. Doğru bir eğitim ve yönlendirmeyle geleceğin Peak Games ya da Getir’ini kurabilecek binlerce gencimiz olduğu görüşündeyim.

İdeal Şirket Yolculuğu

İdeal Şirket Yolculuğu şirketlerimizin tam da ihtiyacı olan konuları ele alıyor.

Yeşil ekonomiden yapay zekaya yeni kavramları sorguluyor, açıklıyor, anlatıyor, zaten aşina olduklarımızı daha iyi kavramamız için güncele ve gerçeğe yaklaştırıyor.

Değişimin çok konuşulduğu şu günlerde, ‘değişim edebiyatı’ yapmadan, şirketlerimiz için değişim stratejisine giden yolun taşlarını döşüyor.