Daha uzun yaşayan, sadece Türkiye’de değil dünya ölçeğinde başarılı olan, kârlı çalışan ve büyüyen şirketler inşa edebilmeniz için kurumsallaşmaya ihtiyacınız var.

Şirket yönetmek kolay iş değil. İşletme okullarında öğrenildiğinden çok daha fazlası gerekiyor. İyi bir lider olmak, iyi ekipler kurmak, ekipleri şirketinizin misyon, vizyon ve değerleriyle uyum içinde çalıştırmak, riskleri yönetmek, fırsatları değerlendirmek, doğru karar almak, yeni işler geliştirmek, yatırım yapmak…

Bütün bunları yapabilmek için 24 saatin yetmediğini söyleyen patronlar gördüm. Bunun sebebi hem işlerine tutkuyla bağlı olmaları ve adanmışlıklarından hem de yönetim denilen büyük sistemdeki eksikliklerden kaynaklanıyor.

İyi bir yönetimin temelinde iyi bir sistem kurmak var. “Kurumsallaşma” olarak ifade ettiğim bu sistem, kişilere bağlı olmaksızın işleyen, çalışanların talepleri, rekabet ve pazar dinamikleri gibi işin gereklerine ilişkin güncel ihtiyaçların tanımlanıp karşılandığı, geleceğe dair öngörüleri olan bir yapıya işaret ediyor.

Bu yapıda stratejilerin belirlenmesi, hedef ve planların net bir şekilde ortaya konması büyük önem taşıyor. İşin ehline verildiği, organizasyon şemasının net bir biçimde tanımlandığı, insan kaynakları, satış, pazarlama, markalaşma, kurumsal iletişim unsurlarının her birinin uzman ekiplerce düzenli çalıştırıldığı bir yapı, şirketlerin başarısında net bir pozitif katkı sağlıyor.

Türkiye’de KOBİ’lerimizin önemli bölümü aile şirketlerinden oluşuyor. Aile şirketlerinde ne yazık ki sözünü ettiğim kurumsallaşma yok denecek kadar az. Bu da şirketlerimizi sadece ideal şirket yolculuğunda geride bırakmıyor, aynı zamanda ömürlerini de kısaltıyor.

Daha uzun yaşayan, sadece Türkiye’de değil dünya ölçeğinde başarılı olan, kârlı çalışan ve büyüyen şirketler inşa edebilmeniz için kurumsallaşmaya ihtiyacınız var.

İdeal Şirket Yolculuğu

İdeal Şirket Yolculuğu şirketlerimizin tam da ihtiyacı olan konuları ele alıyor.

Yeşil ekonomiden yapay zekaya yeni kavramları sorguluyor, açıklıyor, anlatıyor, zaten aşina olduklarımızı daha iyi kavramamız için güncele ve gerçeğe yaklaştırıyor.

Değişimin çok konuşulduğu şu günlerde, ‘değişim edebiyatı’ yapmadan, şirketlerimiz için değişim stratejisine giden yolun taşlarını döşüyor.